Burning papers into ashes,
Kağıtlar küllerin içinde yanıyor
what a season, how they fly high from the ground up
Ne mevsim ama, yerden yüksekte nasıl da uçuyorlar
there is yet another fountain, flowing over, as the night falls,
bundan başka pınar yok, üzerine akan, gece karanlığının çökmesi gibi,
keep dreaming away
uzaklarda hayal kurmaya devam et.
If you hold on to that past, don't you lock yourself inside,
Eğer o geçmişe tutunursan, kendini içine kapatma
Nothing has been done before
Daha önce hiç bir şey yapılmadı
It’s the most virgin dress you could possibly wear
İşte bu giyebileceğin en el değmemiş elbise
Mess it up, Time is up
Boşver hepsini, zaman doldu.
Hold your memory for a moment with a blind hand
Bir zaman için anılarına tutun kör bir elle
Write some stories for tomorrow
Yarın için hikayeler yaz
From the bottle of amnesia
unutkanlıktan bir şişe
Find instructions, to salvation, to oblivion, supreme
Talimatları bul, kurtuluş için, af için , yüce
Don’t be tempted to look back
Arkana bakmak için ayartılma
It has all happen before
Bunların hepsi daha önce oldu
Someday miraculous spread will forgive every cowardly thing that you’ve done
Bir gün mucizevi bir yayılma yaptığın bütün korkakça şeyleri affedecek
That I’ve done
Yaptığım bu
Dust it off
Silkelen
(That you've done
İşte yaptığın bu
That we've done)
İstemsiz bir duygusallık geliyo her dinlememde :(
YanıtlaSilSondaki üç that... done kısmında onlardan önce gelen that you've done şeklinde olduğu üzere 'yaptığın' gibi çevirmek daha doğru olmaz mı? Mesela that we've done ı yaptığımız biçiminde çevirmek?
YanıtlaSil